
Başkaların çektiği acıları da kendi acılarımız gibi hissedebiliyormuşuz. Sosyal olanları bile…
Mart 1, 2014|Posted in: Beyin Çalışmaları, Empati, Genel
Yaşamdaki en iddialı cümlelerden biri, diğer insanların acılarını hissetmenin olanaksız olduğudur.
Gerçekten de herkes kendi acılarını tek başına mı yaşar? Herkesin acıları kendisine özgü müdür? Eğer böyleyse, Bay Hobbes’un haklılık payı var demektir.
Eğer başkalarının acılarını hissedemiyorsak, o zaman neden birbirimizin kurdu olmayalım ki?
Oysa ekteki gibi çalışmalar bunun yanlış olduğunu söylüyor. Belki de daha fazlasını.
Öncelikle araştırmalar “sosyal” acıların da fiziksel acılar gibi hissedilebildiğini gösteriyor. Dışlanmışlık, hayal kırıklığı, umutsuzluk gibi acıları fiziksel olarak hissedebiliyoruz, bunu da prefrontal cortex bölümünün canlandırma yeteneğine borçluyuz.
Dolayısıyla keyfe keder kullandığımız “aşk acısı” gibi metaforların önemli bir doğruluk payı var.
Daha önemlisi, başkalarının “sosyal” acılarını da fiziksel olarak hissedebilmemiz. Bir arkadaşımızın (ve hatta bir yabancının) yaşadığı sosyal acıları fiziksel olarak hissetmemiz mümkün.
Bu bizi daha önemli bir soruya getirmiyor mu? Eğer başkalarının sosyal acılarını bile fiziksel olarak hissedebiliyorsak, birbirimize karşı nasıl bu kadar kaygısız ya da umarsız olabiliyoruz?
En önemlisi içimiz acımadan nasıl birisine vurabiliyoruz?
Sorunun yanıtı sanırım yine empati kavramında yatıyor.
See on Scoop.it – With My Right Brain
See on www.psypost.org